COMMON PRODUCT(ORTAK ÜRÜNÜMÜZ)
PERİ KIZI MASALI (TEMMUZ)
SAĞLIK EN DEĞERLİ VARLIK (AĞUSTOS-1)
SAĞLIK EN DEĞERLİ VARLIK (AĞUSTOS-1)
Gönül Sezen BİŞKİN-Darıca Sarkuysan İlkokulu
Bir varmış bir yokmuş
Anadolu’da masal çokmuş
Varalım eTwinning diyarına
Açalım sepetimizi
Anlatalım çocuklara
Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Ülkenin birinde
Ormanın tam kalbinde
Fil çıkmış ağaca
Bir lokmada yutuvermiş
Onu gören karınca
Peri kızına fısıldamış
Uzaktaki kulaklarını uzatmış
Az gitmişler uz gitmişler
Dere tepe düz gitmişler
Kaf Dağı’nın ardındaki
Ülkeleri keşfetmişler
Bunu duyan öğretmenler
Toplanmışlar bir araya
Peri kızı anlatmış
Hepsi buna inanmış
Yaz geçmiş
Kış hiç gelmemiş
Başlamışlar çalışmaya
Dünyanın her yanında
Konuşa konuşa varmışlar bir karara
Masalımız çok ama
Anlatalım çocuklara
Masal kutusu açılmış
Dört yana masal saçılmış
Bakalım bugüne
Hangi masal çıkmış?
Burçin GÜLER-İNEGÖL İLKOKULU
Bir varmış bir yokmuş. Diyarın birinde Can isimli bir çocuk yaşarmış. Ama Can temizliğine hiç mi hiç dikkat etmezmiş. Annesi onu ne kadar uyarsa da hiç dinlemezmiş. Annesi bu dertten çok mustaripmiş. Can; tuvaletten sonra ellerini yıkamaz, banyo yapmayı ise hiç mi hiç sevmezmiş. Bunlar yetmezmiş gibi bir de üstüne sağlıksız beslenirmiş. Annesi bu duruma çok üzülür, ah vah edermiş. Ama elinden de bir şey gelmezmiş.
Günlerden bir gün Can çok heyecanlanmış. Çünkü en sevdiği arkadaşı Emirlere gidecekmiş.
Emel GÖKDERE-Polatlı Şehitlik İlkokulu
Emir ise sağlığına çok önem veren, temizliğine çok dikkat eden bir çocukmuş. Odasına girdiğiniz zaman odası çiçek gibi kokarmış. Bütün eşyaları yerli yerinde, tertipli çok düzenli bir çocukmuş. Emir’e hayran olmamak elde değilmiş. Kahvaltıda sağlıklı besinler yer hatta çevresindeki herkese sağlıklı beslenmenin önemini anlatırmış.
Selma UÇURUM-HASAN KARAMEHMET İLKOKULU
Emir arkadaşının geleceğini duyunca çok mutlu olmuş. Adeta mutluluktan havalara uçmuş. Arkadaşı geleceği için erkenden kalkmış ,odasını düzeltmiş, kahvaltısını yapmış, ellerini yıkamış, dişlerini fırçalamış. Sonra en temiz ve mis kokulu kıyafetlerini giyip arkadaşını beklemeye başlamış. Bir süre sonra kapı çalmış öyle heyecanlanmış ki… Koşarak kapıya fırlamış. Arkadaşını görünce öyle mutlu olmuş ki… Hemen tutmuş elinden odasına götürmüş.
Emir arkadaşının sağlıksız beslendiğini biliyormuş. Onu sürekli uyarıyormuş ama nafile. Can onu hiç dikkate almıyormuş. Emir bu duruma çok üzülse de ne yapsın? Üzüntüsünü unutup Can ile oynamaya başlamışlar. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovalamış. Sonra Can birden kendini yorgun, halsiz bir halde bulmuş.
Emir:
-“ Sen sağlıksız beslendiğin için kendini kötü hissediyorsun ve hasta oluyorsun?” demiş.
Can’ın annesi odaya gelince bir de ne görsün? Şaşmış kalmış. Can çok halsiz ve hasta görünüyormuş .Annesi hemen onu doktora götürmek istemiş ama Can hiç doktora gitmek ister mi? Diretmiş yine.
-“İstemem de istemem. Ben Emir ile oynayacağım.” Demiş.
Aygün İSMAYILOVA-Baku, 283 nomreli tam orta mekteb
Can bir süre daha Emir ile oynamaya devam etmiş. Ancak rahatsızlığı git gide artmış. Daha fazla dayanamayarak annesinden yardım istemiş. Az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler. Doktorun muayenesine girivermişler. Doktor önce Can’a sormuş. Can önce cevap vermek istememiş. Bunun üzerine annesi şikayetlerini bir bir anlatmış. Can’ın beslenme düzeni hakkında bilgi alan doktor, hemen tahlillere başlamış. Can’ın korktuğunu gören doktor onun ellerini tutarak gülümsemiş. Can çok cesaretlenmiş. Yapılan tahliller sonuncunda kansızlık ve vitamin eksikliği olduğu bu nedenle vücut direncinin düştüğü ortaya çıkmış.
Sevinç AHMEDOVA-Tefekkur lisei
Doktor Can’a yaklaşarak, çömelmiş. Annesinin ve Can’ın çok endişeli olduğunu görmüş.
-“Can, bu problemle uzun zamandır karşılaşıyoruz. Buna bir çözüm bulmalıyız ama senin yardımına ihtiyacımız var.” Demiş. Can şaşırmış kalmış.
-“Ama ben nasıl yardım edebilirim ki?” demiş.
Doktor:
-“Bir bilim adamı gibi araştırmalar yapmalısın. Çocuklar nasıl beslenmeli? Nelere dikkat etmeli? Günlük rutinleri nasıl olmalı? Bunları araştırmanı istiyorum. Bu konuda sana annen de yardımcı olacak. Bunun için sana bir defter veriyorum ve buraya not almanı istiyorum.2 hafta sonra buna seninle birlikte bir çözüm bulacağız.” Demiş.
Can çok heyecanlanmış. Yol boyu düşünmüş. Her gün sofrayı birlikte hazırlamış, düzenli yürüyüş ve egzersiz yapmışlar. Can odasını kendi topluyor, beslenme konusunda birçok belgesel izliyorlarmış. Tüm meyve sebzeleri yiyor, vitaminlerinden bahsediyormuş. Defterine yazmayı da unutmuyormuş. Can artık kendini çok güçlü hissediyormuş.
Ulvıyya MAMMADOVA-Absheron, Masazir 4 nomreli tam orta mekteb
Ve günlerden Pazar günü gelmiş çatmış. Can ile Emir anneleri ile gezmeye çıkmışlar. Bir de ne görsünler? Hamburger yemek için ağlayan bir çocuk. Hemen koşmuşlar yanlarına pırrr diye. Can hemen çantasını açmış. O da ne? Çantasından kıpkırmızı elmayı çıkarıvermiş.
-“Arkadaşım, hamburgerin ne kadar zararlı olduğunu biliyor musun? Oysa bir elma yersen hem lezzetine doyamazsın hem de bizim gibi sağlıklı ve kocaman olursun.” Demiş.
Çocuk bakakalmış, elmayı alıp ısırıvermiş.
-“Immm…Çok lezzetli.”
Can’a teşekkür ederek oradan ayrılmış. Can büyük bir iş başardığı için kendisiyle gurur duymuş. Emir çok memnun olmuş. Böylece Can sağlıklı beslenen bir çocuk olmuş.
Burada masalımız bitti.
Nasıldı söyleyin şimdi?
Temizlik herkes için mühim
Aynı zamanda sağlıklı besin
Bunlardan ayrı kalma
Gökten düşen elmaları unutma
Sağlık En Değerli Varlık
Sağlık En Değerli Varlık
7 adet oy (63.64%)
Vitaminlerin Gücü
4 adet oy (36.36%)
AĞUSTOS AYI 2 PRENSESLER BULUŞMASI
AĞUSTOS AYI 2 PRENSESLER BULUŞMASI
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde yer gökte gök derede dere tepede ağaç bal nehrinde dal bulut üstünde iken uzun yol varmış yol kol kol ayrılmış her bir kolda ayrı bir ülke her ülkede birbirinden güzel prensesler yaşarmış bu prensesler birbirleriyle çok iyi arkadaşlarmış. Onların bu arkadaşlığını kıskanan kötü kalpli periler ......
RAFET URAL-Hasan Polatkan İlkokulu
Prenseslere olmadık tuzaklar kuruyorlarmış. Birbirinden güzel prensesler Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece buluşurlarmış. Bunu bilen kötü kalpli periler boş durur mu?
AYSEL DÜNYAMALİYEVA-Sumqayıt şəhəri 4 nömrəli tam orta məktəb
Tabii ki boş durmuyorlar. Prenseslerin buluştuğu gece büyük bir tuzak kurmaya karar verirler ve bu planı yapmaya başlarlar. Hiçbir şeyin farkında olmayan prensesler günün ne kadar ilginç ve eğlenceli geçeceğini düşünüyorlardı. Ve o gün geldi. Prensesler, güzel kıyafetleri içinde, kendilerine kurulan tuzaktan habersiz, mutlu ve neşe dolu, orada tekrar toplandılar ve birbirlerini selamladılar ... Aniden çalıların arasında korkunç bir ses duydular. Bu sesler onlara yaklaşıyor gibiydi. Prensesler korkmaya başladı. Aniden çalıların arasında bir şey gördüler.
AYSUN KIRCA-Darıca Ortaokulu Anasınıfı
Prensesler şaşkınlık içindeymiş. Çünkü daha önce böyle bir şey görmemişler. Gördükleri karşısında çok şaşırmışlar ve birden o yöne yönelmişler. Ama sese anlam verememişler. Ne yerde ne gökte, ne ayda ne güneşte yeri var mıdır bu sesin? Topraktan mı gelir sudan mı? Büyük müdür küçük mü?
AFSANA QAFAROVA-Abşeron rayonu Güzdək qəsəbə tam orta məktəb
Prensesler çalıların arasından çıkan bu varlığın ne olduğunu hala anlayamamışlar. Çalıların arasından çıkan devi ilk defa gördükleri için şaşkınlıkları ile korkuları da artmış. Güzel kıyafetleri ile tuzaktan habersiz oldukları için ne yapacaklarını bilemediler. Ve arkalarına bakmadan kaçmaya başlamışlar. Ne yerde ne gökte eşi benzeri olmayan bu sesli varlık da prenseslerin arkasında onları takip etmeye davam etmiş.
NESLİHAN BOZKURT-Hasan Karamehmet İlkokulu
Prensesler önde, dev arkada... Az gitmişler, uz gitmişler. Dere tepe düz gitmişler, bir de ne görsünler bir arpa boyu yol gitmişler. Artık güçsüz düşmüşler. Ormanda bir ağacın kovuğuna sığınmış, uyumuşlar. Dev prensesleri ararken yorgun düşmüş. Oracığa yığılmış. Tatlı mı tatlı bir uykuya dalmış. Ta ki ayağına biri basana kadar... Dev homurdanarak silkinmiş. Kalkmış yerinden doğrulmuş. Bir de ne görsün...
ANNA TERESA-ICS La Giustiniana
Dev burnunun önünde ne olduğunu anlayamamış. Her yöne çok hızlı hareket eden bir ışık görmüş ve onu gözleriyle takip edememiş. Işık durana ve burnuna küçük bir peri konana kadar görüntüyü odaklamak için onları ovalamaya çalışmış.
O, prenseslerin annesiymiş...
Prenseslerin annesi, madalyon sayesinde her birinin boynuna takıldığını, yardım için ağladıklarını ve hemen onları kurtarmak için koştuklarını duymuş. Güzel kızların, güzelliklerini kıskanan perilerin korkuttuğunu anlamış. Anneleri, prenseslere habersiz bir yere gitmemelerini söylemiş. Prensesler derslerini almışlar. Bir daha annelerinden habersiz ülkeden uzaklaşmamışlar. Çok mutlu bir hayat sürmüşler. Derken gökten birden 3 elma düşüvermiş. Biri prenseslere ve annelerine, diğeri dev’e, 3.sü ise masalı dinleyen tüm çocuklara…
RAFET URAL-Hasan Polatkan İlkokulu
Prenseslere olmadık tuzaklar kuruyorlarmış. Birbirinden güzel prensesler Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece buluşurlarmış. Bunu bilen kötü kalpli periler boş durur mu?
AYSEL DÜNYAMALİYEVA-Sumqayıt şəhəri 4 nömrəli tam orta məktəb
Tabii ki boş durmuyorlar. Prenseslerin buluştuğu gece büyük bir tuzak kurmaya karar verirler ve bu planı yapmaya başlarlar. Hiçbir şeyin farkında olmayan prensesler günün ne kadar ilginç ve eğlenceli geçeceğini düşünüyorlardı. Ve o gün geldi. Prensesler, güzel kıyafetleri içinde, kendilerine kurulan tuzaktan habersiz, mutlu ve neşe dolu, orada tekrar toplandılar ve birbirlerini selamladılar ... Aniden çalıların arasında korkunç bir ses duydular. Bu sesler onlara yaklaşıyor gibiydi. Prensesler korkmaya başladı. Aniden çalıların arasında bir şey gördüler.
AYSUN KIRCA-Darıca Ortaokulu Anasınıfı
Prensesler şaşkınlık içindeymiş. Çünkü daha önce böyle bir şey görmemişler. Gördükleri karşısında çok şaşırmışlar ve birden o yöne yönelmişler. Ama sese anlam verememişler. Ne yerde ne gökte, ne ayda ne güneşte yeri var mıdır bu sesin? Topraktan mı gelir sudan mı? Büyük müdür küçük mü?
AFSANA QAFAROVA-Abşeron rayonu Güzdək qəsəbə tam orta məktəb
Prensesler çalıların arasından çıkan bu varlığın ne olduğunu hala anlayamamışlar. Çalıların arasından çıkan devi ilk defa gördükleri için şaşkınlıkları ile korkuları da artmış. Güzel kıyafetleri ile tuzaktan habersiz oldukları için ne yapacaklarını bilemediler. Ve arkalarına bakmadan kaçmaya başlamışlar. Ne yerde ne gökte eşi benzeri olmayan bu sesli varlık da prenseslerin arkasında onları takip etmeye davam etmiş.
NESLİHAN BOZKURT-Hasan Karamehmet İlkokulu
Prensesler önde, dev arkada... Az gitmişler, uz gitmişler. Dere tepe düz gitmişler, bir de ne görsünler bir arpa boyu yol gitmişler. Artık güçsüz düşmüşler. Ormanda bir ağacın kovuğuna sığınmış, uyumuşlar. Dev prensesleri ararken yorgun düşmüş. Oracığa yığılmış. Tatlı mı tatlı bir uykuya dalmış. Ta ki ayağına biri basana kadar... Dev homurdanarak silkinmiş. Kalkmış yerinden doğrulmuş. Bir de ne görsün...
ANNA TERESA-ICS La Giustiniana
Dev burnunun önünde ne olduğunu anlayamamış. Her yöne çok hızlı hareket eden bir ışık görmüş ve onu gözleriyle takip edememiş. Işık durana ve burnuna küçük bir peri konana kadar görüntüyü odaklamak için onları ovalamaya çalışmış.
O, prenseslerin annesiymiş...
Prenseslerin annesi, madalyon sayesinde her birinin boynuna takıldığını, yardım için ağladıklarını ve hemen onları kurtarmak için koştuklarını duymuş. Güzel kızların, güzelliklerini kıskanan perilerin korkuttuğunu anlamış. Anneleri, prenseslere habersiz bir yere gitmemelerini söylemiş. Prensesler derslerini almışlar. Bir daha annelerinden habersiz ülkeden uzaklaşmamışlar. Çok mutlu bir hayat sürmüşler. Derken gökten birden 3 elma düşüvermiş. Biri prenseslere ve annelerine, diğeri dev’e, 3.sü ise masalı dinleyen tüm çocuklara…
EYLÜL AYI MASALIMIZ KÖYÜMÜZE NE OLDU?
EYLÜL AYI MASALIMIZ KÖYÜMÜZE NE OLDU?
Gülden ŞAHAN-Nilüfer Beşevler Anaokulu
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ot yoldum yoruldum bağ bozdum serildim çok acıktım evimizin önünde bir ağaç vardı yemişini yedim doymadım deniz vardı çorba ettim içtim yine doymadım kırk kazan buğdayı kaynattım kırk tasa boşalttım .....
Ulviyya MAMMADOVA-Absheron, Masazir 4 nomreli tam orta mekteb
Bir varmış, bir yokmuş…Ta geçmiş zamanlarda hami tarafından çok da bilinmeyen bir küçük köy varmış. Bu köy yemyeşil ağaçlar , meşelerle ,rengarenk çiçeklerle, dupduru suyu olan mavi nehirlerle dolu imiş. İnsanları cana yakın, kötülüğün ne olduğunu bile bilmeyen çok mert, yardımsever imişler. Her seheri kuşların cıvıltısı ile açar, yeni güne birlikte başlar, birlikte çalışır ve her şeyi beraber paylaşırlarmış . O yüzden burada her zaman sulh ,bereket hüküm sürmüştür.
Gönül Sezen BİŞKİN-Darıca Sarkuysan İlkokulu
Halk huzurlu mutlu yaşaya dursun biz gidelim altın pencereli saraya. Kral otururken tahtında, yüzünde kocaman bir tebessüm. "Köyde iyilik var, güzellikler var. Hepsi benim sayemde. Çağırayım da veziri dolaşalım köyü" demiş.
Padişahla veziri sabah güneş doğmadan çıkmışlar yola. Az gitmişler, uz gitmişler. Derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi geçerek, lale, sümbül derleyip, soğuk sulardan içerek ilerlemişler.
Emel GÖKDERE-Polatlı Şehitlik İlkokulu
İlerlemişler ilerlemişler dereleri şırıl şırıl akan, kuşları cıvıl cıvıl öten içinde balıkları dans eden masmavi gölü, mutluluktan mutluluğa koşan insanları görünce adeta büyülenmişler.Herkes çok mutlu tüm canlılar birbirlerine iyilik yapmak için yarışıyormuş. Öyle ki mutluluktan hepsinin gözleri yıldız kadar parlak gülüşleri güneş kadar sıcakmış.
Rafet URAL-Hasan Polatkan İlkokulu
Günler böyle güllük gülistanlık geçerken bu güzel köyde işler yolunda gitmemeye başlamış. Dereler yavaş yavaş kurumuş, otlar sararmaya, hayvanlar oradan uzaklaşmaya başlamış. Padişah ve vezirler şaşmış kalmış bu işe. Köyün iyiliksever halkı ne yapacaklarını bilemez olmuşlar. Geceler gündüzleri bir bir kovalarken oturup kara kara düşünecek değiller ya. Uzak dağların ardında yaşayan Bilge dedeye akıl danışma zamanı çoktan gelmişti. Düşmüşler yola az gitmişler uz gitmişler dağları aşıp Bilge dedenin yaşadığı mağaranın önene gelmişler…
Afsana QAFAROVA-Abşeron rayonu Güzdək qəsəbə tam orta məktəb
Bilge dedenin yaşadığı mağaranın önünde mağaradan hiç ışık gelmediğini görmüşler. Hayrete gelmiş padişah. Veziri ve iyilik sever halkın nümayendelerinden çok şaşırmışlar. Mağaranın kapısı yokmuş. Nasıl gireceklerini, olanları bilge dedeye nasıl anlatacakları hakkında kara-kara düşünmüşler. İyilik sever halktan birisi Bilge dedeyi seslenmeye başlamış. Mağaradan ses gelmiş. Bilge dede hoş geldiklerini mağaraya nasıl gireceklerini anlatmaya başlamış.
Neslihan BOZKURT-Hasan Karamehmet İlkokulu
“Köyünüzden bir avuç kuruyan topraktan getirirseniz mağaramın kapıları size açılır” demiş Bilge dede. Padişah ve vezirleri ile beraberindeki herkes bu isteğe çok şaşırmış. “Kapılar anahtarla açılır sanırsınız ama her kapı anahtarla açılmaz.” demiş Bilge dede. Hemen köylülerden biri tez gitmiş kuruyan dereden toprak almaya. Köylüler bir aşağı gitmişler bir yukarı. Yakın da değilmiş ki köy ile Bilge dedenin mağarası.
-“İnat etme Bilge dede! Al bizi içeri demiş” padişah.
-“Olmaz padişahım sizi bana getiren o toprak değil midir?” deyince hak vermişler Bilge dedeye.
Aysun KIRCA-Darıca Ortaokulu Anasınıfı
Uzun bir zaman sonra istenen toprak gelmiş. Mağaranın kapısı birden açılıvermiş. Bilge dede buyur etmiş hemen içeri.
-“Neden geldiğinizi ve benden ne istediğinizi biliyorum.” demiş. Padişah ve köylüler şaşırmış ama “Ne de olsa o bir Bilge dede” demişler. Bilge dede konuşmaya başlamış:
-“Bundan çok kısa bir süre önce şırıl şırıl akan dereniz, verimli topraklarınız, yemyeşil çayırlarınız vardı. Ama sizler onları korumadınız. Gerekli özeni göstermediniz. İlgisiz ve bakımsız kalan topraklar suyu da israf etmenizle birlikte çoraklaştı, kurudu. Şimdi benden gürül gürül akan dereler, sulanmış araziler, yemyeşil çayırlar mı istersiniz? “ demiş.
Padişah ve köylüler birbirine bakmışlar. Bilge dede onlara unutulmaz bir ders vermiş. İnsanoğlu elindekilerin değerini yitirince anlarmış. Bu dersin üzerine Padişah koyulmuş işe. Sular israf edilmemiş, tüm köye körpecik fidanlar ekilmiş. Toprak yeniden canlanmış, bitkiler filizlenmeye başlamış. Dere yeniden gürül gürül akmaya, insanlar neşeyle dolaşmaya devam etmiş. Bilge dede mağarasından köyü seyrederken çok sevinmiş. Köye dikilen elma ağacı dikkatini çekmiş. Birdenbire ağaçtan üç elma düşüvermiş. Biri Bilge dedeye, diğeri deresi gürül gürül akan yemyeşil köye, sonuncusu da masal sever herkesin başına…
EKİM AYI MASALIMIZ BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
EKİM AYI MASALIMIZ BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
Neslihan BOZKURT-Hasan Karamehmet İlkokulu
Pencere açılsın içinden masallar saçılsın. Masallar masallansın ağaçlar sallansın. Rüzgar bir püff dese, kulağım şenlense... Ben bir masal buldum sanmaki uydurdum. Haydi masal kapısı açılsın, inci boncuk etrafa saçılsın. Masalımı dinlemek isterseniz herkes etrafımda toplansın.
Pencere açılsın içinden masallar saçılsın. Masallar masallansın ağaçlar sallansın. Rüzgar bir püff dese, kulağım şenlense... Ben bir masal buldum sanmaki uydurdum. Haydi masal kapısı açılsın, inci boncuk etrafa saçılsın. Masalımı dinlemek isterseniz herkes etrafımda toplansın.
Aysun KIRCA-Darıca Ortaokulu Anasınıfı
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Siz deyin o zaman ben diyeyim bu zaman. Taa uzaklarda yemyeşil vadilerin, berrak şelalalerin ardında koskocaman bir orman varmış. Orman öyle güzel öyle güzelmiş ki bir giden bir daha gidermiş. Herkes ormanı seyre dalarmış. Ormanın bir özelliği de şuymuş. Bu orman ne sıcak olurmuş ne de soğuk... Ne güneş yakarmış ne de kar yağarmış. Orman öyle bir yerdeymiş ki karşıya baktığında tüm diyar adeta ayaklarının altında imiş.
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Siz deyin o zaman ben diyeyim bu zaman. Taa uzaklarda yemyeşil vadilerin, berrak şelalalerin ardında koskocaman bir orman varmış. Orman öyle güzel öyle güzelmiş ki bir giden bir daha gidermiş. Herkes ormanı seyre dalarmış. Ormanın bir özelliği de şuymuş. Bu orman ne sıcak olurmuş ne de soğuk... Ne güneş yakarmış ne de kar yağarmış. Orman öyle bir yerdeymiş ki karşıya baktığında tüm diyar adeta ayaklarının altında imiş.
Bilge Menşure YILMAZ
Bu ormanı seyredenler hep mutlu olurlarmış .Babası da Zeynep’i ormandaki bu mutluluğu göstermek için mantar toplamaya götürmüş. Zeynep neşe içinde babasıyla mantarları toplarken yorgun düşmüş ,yaslandığı çınar ağacının dibinde uykuya dalmış.
Bu ormanı seyredenler hep mutlu olurlarmış .Babası da Zeynep’i ormandaki bu mutluluğu göstermek için mantar toplamaya götürmüş. Zeynep neşe içinde babasıyla mantarları toplarken yorgun düşmüş ,yaslandığı çınar ağacının dibinde uykuya dalmış.
Gülden ŞAHAN-Nilüfer Beşevler Anaokulu
Rüyasında çeşit çeşit ağaçların renk renk çiçeklerin türlü türlü bitkilerin ve tüm hayvanların konuşuyor olduğu çok güzel bir diyarda olduğunu görmüş....
Gönül Sezen BİŞKİN-Darıca Sarkuysan İlkokulu
Rengarenk bir kelebek burnunun ucuna konmuş. Binbir cesit rengi olan bu kelebek "Zeynep, Zeynep seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum, benimle gel." demis. Bin bir renkli kelebek, bin bir renk ciceklerin arasında uçmaya baslamış. Hop o çicege, hooop bu cicege konmuş. Kelebek ucmuş, Zeynep koşmuş. Kosmuş. Çiçek bahçelerinin ardında bir kapı varmış. Kelebek tatlı sesiyle Zeynep'e fısıldamış. Ormalar hayvanların yuvalarıdır dersen kapı acılır. Böylece arkadaslarımla tanışabilirsin, demiş.
Nigar VELİYEVA
Zeynep kapıya yaklaşıb "Ormanlar hayvanların yuvalarıdır "demiş.Amma kapı açılmamış.Kelebek demiş ki 3 defa demen lazım.O zaman açılıcak.Zeynep tekrar demiş.Kapı açılmış.Ooooo nə güzel manzere.Zeynep bu sesleri eşitdi.Hayvanların dünyasına hoş geldin Zeynep....
Zeynep kapıya yaklaşıb "Ormanlar hayvanların yuvalarıdır "demiş.Amma kapı açılmamış.Kelebek demiş ki 3 defa demen lazım.O zaman açılıcak.Zeynep tekrar demiş.Kapı açılmış.Ooooo nə güzel manzere.Zeynep bu sesleri eşitdi.Hayvanların dünyasına hoş geldin Zeynep....
AYSEL DÜNYAMALİYEVA-Sumqayıt şəhəri 4 nömrəli tam orta məktəb
Arkadaşımız Zeynab, hayvanlar alemini görünce çok şaşırdı, gözlerine inanamadı, sonra etrafına baktı ve bu güzelliğe hayran kaldı.Her hayvan hakkında yeni bilgiler öğrenmekten çok mutlu oldu. Zeynab'ın en ilginç ve yenilikçi yolu burada başladı. Ve Zeynab'ın ilk hayvanı Aslan ormanların kralıydı ...
Arkadaşımız Zeynab, hayvanlar alemini görünce çok şaşırdı, gözlerine inanamadı, sonra etrafına baktı ve bu güzelliğe hayran kaldı.Her hayvan hakkında yeni bilgiler öğrenmekten çok mutlu oldu. Zeynab'ın en ilginç ve yenilikçi yolu burada başladı. Ve Zeynab'ın ilk hayvanı Aslan ormanların kralıydı ...
Hilal ŞEN
Orman kralı olarak bilinen ve ormandaki en yardım sever olan Aslan iri ve keskin gözleriyle hemen kendisine doğru gelen Zeynep'i farketti. Yelelerini arkaya atarak kafesine yakın yere geldi. Zeynep'e "Hoşgeldin " dedi kükreyerek.
Orman kralı olarak bilinen ve ormandaki en yardım sever olan Aslan iri ve keskin gözleriyle hemen kendisine doğru gelen Zeynep'i farketti. Yelelerini arkaya atarak kafesine yakın yere geldi. Zeynep'e "Hoşgeldin " dedi kükreyerek.
Emel GÖKDERE-Polatlı Şehitlik İlkokulu
Zeynep hoşbulduk dedi.Fakat şaşkınlığinı gizleyemedi.Orman kralı aslanın kafes içerisinde olmasi onu çok üzdü.Aslan da Zeynep 'e yemyeşil kırlarda kuşların cıvıl cıvıl öttüğü rengarenk çiçeklerin olduğu ormanda arkadaşlarının yanında olması gerektiğini üzgün bakışlarla söyledi.Ormandaki hayvanları kralları olarak koruması gerektiğini anlattı.
Zeynep hoşbulduk dedi.Fakat şaşkınlığinı gizleyemedi.Orman kralı aslanın kafes içerisinde olmasi onu çok üzdü.Aslan da Zeynep 'e yemyeşil kırlarda kuşların cıvıl cıvıl öttüğü rengarenk çiçeklerin olduğu ormanda arkadaşlarının yanında olması gerektiğini üzgün bakışlarla söyledi.Ormandaki hayvanları kralları olarak koruması gerektiğini anlattı.
DİLEK ÇAKIN
Aslan kral: “kötü kalpli avcılar beni yakaladılar. Bu kafese kapattılar. Hayvan dostlarıma ulaşamıyorum. Sen bana yardım eder misin ? Beni bu kafesten kurtarıp hayvanlarıma kavuşmamı sağlarmısın küçük kız “ dedi.
Aslan kral: “kötü kalpli avcılar beni yakaladılar. Bu kafese kapattılar. Hayvan dostlarıma ulaşamıyorum. Sen bana yardım eder misin ? Beni bu kafesten kurtarıp hayvanlarıma kavuşmamı sağlarmısın küçük kız “ dedi.
Rafet URAL-Hasan Polatkan İlkokulu
Zeynep, Aslan Kral'ı kurtarmak için plan yapmaya karar verdi. Bunu tek başına yapamazdı.Babasının " birlikten kuvvet doğar" deyişi aklına geldi. Ormandaki diğer hayvanları bu durumdan haberdar etmeliydi öncelikle. Hemen Bilge Tavşan'ın yanına gitti. Ardından beraberce Kurnaz Tilki'yi buldular. Daha sonra Zarif Zürafa , İri Fil derken tüm hayvanlar işbirliği halinde kötü kalpli iyi bir ders vermek gerektiği konusunda fikir birliğine vardılar. Esen rüzgarın, akan nehrinde yardımı ile kötü kalpli avcılar, Zeynep ve hayvan arkadaşlarının kurdukları tuzağa yakalandılar.
BURÇİN GÜLER
Zeynep ve hayvan dostları gizlice bir plan yaptılar. Aslan Kral’ın kafesinin yanına geldiler. Geldiler ama beklenmedik bir sorunla karşılaştılar. Aslan Kral’ı yakalayan avcılar; bu defa da Zeynep ve hayvan dostlarını kafese kapattılar. Zeynep ve arkadaşları bu duruma çok üzüldü. Kafesin içinde sıkışıp kalmışlardı…
Zeynep ve hayvan dostları gizlice bir plan yaptılar. Aslan Kral’ın kafesinin yanına geldiler. Geldiler ama beklenmedik bir sorunla karşılaştılar. Aslan Kral’ı yakalayan avcılar; bu defa da Zeynep ve hayvan dostlarını kafese kapattılar. Zeynep ve arkadaşları bu duruma çok üzüldü. Kafesin içinde sıkışıp kalmışlardı…
Zeynep arkadaşlarına “üzülmeyin bir çaresini bulacağız, buradan kurtulup avcılara iyi bir ders vereceğiz” dedi. Bu arada avcılar kafesin yakınında oturmuş piknik yapıyorlardı.
Zeynep gökyüzüne baktı. Kuşlar gruplar halinde uçuyorlardı.
—Kuşlar! Kuşlar, diye seslendi.
Kuşların hepsi aynı anda cevapladı, Zeynep’i.
—Mutluluklar Ülkesi’ne uçuyoruz.
—Bize yardım eder misiniz? dedi Zeynep.
Kuşlara durumlarını anlattı. Kuşlar o anda el ele vererek dayanışmanın gücünü gösterdiler. Kafesi pençeleriyle kaldırıp piknik yapan avcıların üzerlerine attılar. Avcılar şaşırıp korkmuşlardı. Zeynep ve arkadaşları ise özgür olmanın mutluluğunu yaşıyorlar, şarkılar söyleyip dans ediyorlardı.
Avcılar Zeynep ve arkadaşlarına yalvarmaya başladılar. Zeynep avcılara önce Aslan Kral ve tüm hayvanlardan özür dilemelerini söyledi.
Avcılar özür dilerek yaptıklarından pişman olduklaırnı söylediler.
Kuşlar, Zeynep ve ormandaki hayvanlar şarkılar söylemeye başladılar.
Zeynep bir ses duydu:
— Zeynep,Zeynep!
Bu ses hiç yabancı gelmedi.Annesinin sesiydi bu .Uyanmalısın diyordu.
Zeynep gözlerini açtı.Gördüğü rüya çok güzeldi.Pencereye koştu.Ormana doğru bakarak el salladı.’’Babamla bereber mantar toplamaya geleceğim söz veriyorum’’dedi usulca.
YanıtlaYönlendir
BİR AVUÇ SEVGİ
BİR AVUÇ SEVGİ
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken. Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ip koptu beşik devrildi. Dar attım kendimi dışarı. Neyse uzatmayalım başlayalım hemen masala.
Yeşilliklerle çevrili, hayvanların otladığı güzel bir köyde küçük bir bahçenin içinde şirin mi şirin küçük bir ev varmış. Bu evde hiç kimseyle görüşmeyen, insanları sevmeyen yaşlı bir karı koca yaşarmış. Köy halkı bu duruma alışmış, fakat dışarıdan gelen misafirler bu duruma pek anlam veremezmiş.
BURÇİN GÜLER İnegöl İlkokulu-BURSA
BURÇİN GÜLER İnegöl İlkokulu-BURSA
Köyde her şey yolunda giderken köylü de bu duruma alışkınken aradan epey zaman geçmiş. Ben diyeyim bu kadar siz deyin şu kadar... Günler günleri kovalamış aylar ayları. Derken köye yeni bir aile taşınmış. Bu haber köye hemen yayılmış. Tüm köylü yeni gelen aileyi çok merak ediyormuş. Birden köy meydanında bir çocuk belirivermiş. Herkes çocuğa bakakalmış.
AYSUN KIRCA Darıca Ortaokulu Anasınıfı
AYSUN KIRCA Darıca Ortaokulu Anasınıfı
Köylüler kendi kendilerine: "Bu çocuk da kim? Uzun zamandır bu köyde küçük çocuk görmez olmuştuk." demişler. Köylü şaşıradursun biz gelelim küçük çocuğa. Çocuk köyün ortasında durmuş, bakınmış etrafına. Koca koca evler, yemyeşil upuzun ağaçlar. O etrafa bakmış insanlar ona. Toplanmışlar birden etrafına, hemen bir çember oluşturmuşlar. Çocuk şaşırmış kalmış.
NESLİHAN BOZKURT Hasan Karamehmet İlkokulu Tarsus/MERSİN
NESLİHAN BOZKURT Hasan Karamehmet İlkokulu Tarsus/MERSİN
Çocuk şaşkınlıkla insanlara bakmış amma hiç kimsenin sorularını cevaplamamış. İnsanlar merak içinde kalmışlar. Çocuk ise köyü dolaşa-dolaşa gelip yeşilliklerle çevrili şirin bir evin yanında bulmuş kendini. Çocuk çok özel bir çocukmuş. Kimi görürse yüreğinden geçenleri okuya bilirmiş. Bahçeye girmiş ve önünde yaşlı bir kadın görmüş.
Afsana Qafarova Abşeron rayonu Güzdek qesebe tam orta mekteb
Yaşlı kadın kendi kendine söyleniyormuş:
"Ah benim dertli başım,
Hiç durmadı göz yaşım,
Bekler dururum gece gündüz
Yok hiç soran halim hatırım."
Bunları duyan çocuk kuşların cıvıltısına karışan tatlı sesiyle seslenmiş yaşlı kadına:
"Yeşillikler içinde
Rengârenk evinde
Gönlünü karartıp
Yüzünü somurtup
Oturmuş ey güzel nine
Ver elini öpeyim
Halin hatırın nedir bileyim." deyivermiş.
GÖNÜL SEZEN BİŞKİN Sarkuysan İlkokulu Darıca/KOCAELİ
"Ah benim dertli başım,
Hiç durmadı göz yaşım,
Bekler dururum gece gündüz
Yok hiç soran halim hatırım."
Bunları duyan çocuk kuşların cıvıltısına karışan tatlı sesiyle seslenmiş yaşlı kadına:
"Yeşillikler içinde
Rengârenk evinde
Gönlünü karartıp
Yüzünü somurtup
Oturmuş ey güzel nine
Ver elini öpeyim
Halin hatırın nedir bileyim." deyivermiş.
GÖNÜL SEZEN BİŞKİN Sarkuysan İlkokulu Darıca/KOCAELİ
Yaşlı kadın asık suratıyla yeşil gözlerini dikivermiş çocuğa..
Bak yavrucak sen de kimsin? Nasıl buraya geldin? Neden geldin? Diye sorularını birbiri ardına hızlıca sıralayıvermiş sorularını..
Hilal ŞEN BTSO Hasan Alkoçlar Anaokulu /BURSA
Çocuk Şaşırıp kalmış alamamış gözlerini yaşlı kadından ve birazcık ta korkmuş onun asık suratından, arka arkaya Sorulan soruların cevaplarını verirken kendi içinde dudakları izin vermemiş de dökememiş kelimelerini yaşlı kadının yüzüne
Bilge YILMAZ Bolluca İlkokulu/Arnavutköy-İstanbul
O sırada arkadan uzaklardan taa derinlerden annesinin sesi duyuluyormuş. Annesi çocuğa sesleniyormuş neredesin nerelere gittin çocuğum uzaklara gidip de beni merakta bırakma. Gönlü güzel yüzü güzel sesi güzel çocuk bir yandan annesinin kendisine seslenişini dinlerken bir yandan da gönlünü karartıp yüzünü somurtan yaşlı kadına söyleyeceklerini nasıl tatlı dil ile ifade edeceğini düşünmüş aklına çok güzel bir fikir gelmiş
Emel Gökdere Polatlı Şehitlik İlkokulu
Hemen annesinin yanına gitmiş. Asık suratlı ninenin yalnızlığını anlatmış. “Anneciğim nineye bir sürpriz hazırlasak akşam yemeğini birlikte yesek, ona yoldaşlık etsek, bizim mutluluğumuz belki ona da geçer, olur mu” demiş. Çocuk ve annesi akşam İçin hazırlıklara bağlamışlar.
Dilek ÇAKIN Denizli Katip Çelebi İlkokulu
Tüm aile akşam için hazırlanırken asık suratlı ninenin içine bir sızı oturmuş yıllarca çocuklarından torunlarından ayrı yaşamış olmak bir kez bile kendilerini sormamış olmalarının üzüntüsü çökmüş yüreğine keşke burda olsalar sımsıkı sarılsam onlara içimdeki Özlemi gidersem diye hüzünlenmiş yeniden ....
Gülden ŞAHAN Bursa Beşevler Anaokulu
Gülden ŞAHAN Bursa Beşevler Anaokulu
Gizemli çocuk ve anası akşam için bir birinden lezzetli yemekleri bir bir hazırlamışlar. Yeşilinden sarısına, morundan kahverengine ne çeşit ot varsa katmışlar yemeğe. Etlisinden sütlüsünden katmış katıştırmış sofrayı donatmışlar. Her şeyden kattık yalnız bir şey eksik kaldı demiş çocuğun annesi.
Çocuk merakla sormuş: Nedir anneciğim?
Bir tutam sevgi katmalıyız, demiş.
Gizemli çocuk bir tutam da sevgi eklemiş yemeğe. Varmışlar yaşlı çiftin evine, kurmuşlar sofrayı.
Yemeği yiyen yaşlı nine gizemli çocuğa bakmış bakmış, hayale dalmış. Hayalinde kendi evlatlarını sarılmış, öpmüş, koklamış. Nine uyandığında ağlayan gözleri durmuş, yüreği soğumuş. Gözleri gülmüş, dili çözülmüş, başlamışlar sohbete muhabbete. Birlikte bir birlerine yoldaş olmuşlar. Hasretliklerini bir birlerinde gidermişler.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş. Biri masalı dinleyen sizin başınıza, biri masalı anlatan bizim başımıza, biri de hasret çeken tüm gönüllere...
Rafet URAL Demir Karamancı İlkokulu Melikgazi/Kayseri
SON
SÜPER
YanıtlaSil